09-12

#17
Onur Özen
Hakkında
Orta Format
Hakkında Diğer Yazıları

09-12 adlı serisi Onur Özen'in hayatının bir dönemini anlatan fotoğraflardan oluşuyor. 2009 yılında Çanakkale'de, kendiliğinden başlayan bir seri olduğu söylenebilir. Hatta seri, adını da kendi koymuş. Bir arada olduğu insanları, içinde bulunduğu mekanları fotoğraflıyor ve bir süre sonra elinde aynı insanların yaşamlarından fotoğraflar olduğunu fark ettiğini söylüyor Onur Özen. Bu, onun fotografik günlüğünün başlangıcı. 

Fotoğrafın herkesin hayatının içine bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde girdiği bir dönemde olmanın bir sonucu olarak fotografik bir günlük düşüncesine çok da uzak sayılmayız. Kahramanlar ise hikayeye çok geniş sınırlar çizen fotoğrafçı ve o sınırların içinde özgürce dolaşan başkaları, yani izleyiciler. Onur Özen'deki ise hem kendiliğinden olma özelliğini kaybetmemiş, hem de bir hikayenin kurgusu gibi akışını bulmuş bir günlük. Parantez içine alınan bir dönemin içinden dondurulmuş anlarla karşılaşıyoruz fotoğraflarda. Bu dönem ve tabii fotoğraflar hayatındaki bir takım değişimleri konu alıyor. Etrafında ne varsa, nasıl yaşıyorsa onları gösteriyor. Fotoğraflar ayrı ayrı tek bir günün günlüğü gibi düşünülebilir ve yaşananların birbiriyle bağlantısı gibi günlükler de birbiriyle ilişki kurabilir. Özen, çevresinde herkes fotoğraf çekmesine alıştığı için zorluk çekmediğini söylüyor. Bu da aslında farkında olmadan ürettiği fotografik günlüğünün oluşumundaki en temel özelliklerden biri. Hem fotoğrafı çeken kişinin hem de fotoğrafın içinde olanların sürecin nereye gittiğini düşünmemesi, serinin doğal oluşumuna katkı sağlamış olmalı ve belki de onu daha içten kılan bu.

Günlüklerin her zaman "birilerinin onu göreceği bilinerek yazıldığı" söylenir. İçten içe olan bu dürtümüz, paylaştıkça hafifleyen ruhumuzu rahatlatır. Özen'in düğmeye basma deneyimi kadar bunun sonucunda gördüğü günlük, fotoğrafçı için bir şeyleri geride bıraktığının izi; izleyiciler için ise bir deneyimin aktarımıdır. Bu deneyim tabii ki sadeleştirilerek, bir kurguya dönüşerek karşımıza çıkıyor. Özen "Biraz kaçtığım ama vazgeçemediğim fotoğraflar" diyor seriyi oluşturan fotoğraflar için. Yani "daha iyi saklayıp hem de daha iyi anlatanlar" diyebiliriz.